X-Men Birinci Sınıf

X-Men Birinci Sınıf
Aslında X-Men serinini hiçbir filmi benim hoşuma gitmemişti. Senaryodaki kopukluklar ve X-Men dediğimiz mutantların yeteneklerinin yanında yaptıklarının sönük kalması beni hep hayal kırıklığına uğratıyordu. X-Men Wolverine filmi serinin ilk hoşuma giden filmi olmuş. Fakat serinin son filmi Birinci Sınıf filmi gerçekten izlemeye değer bir film olmuş.

Filmde gereksiz diyebileceğimiz yeni yetenekler var fakat özellikle Kevin Bacon’un canlandırdığı karakter mükemmel ötesi olmuş. Magneto’dan sonra serinin en karizmatik kötü adamı olmuş ve keşke filmin sonunda ölmeseydi.

Filmin güzel tarafı ise kahramanlarımızın işe nasıl başladığını görmek oluyor. Profesör X ile Magneto’nun nasıl dost oldukları ve nasıl ayrı yollara düştüklerini çok güzel anlatmışlar. Mystique ve Mrs Xavier’in nasıl bu hallere geldiğini de filmde görebiliyorsunuz.

Bana göre X-Men Birinci Sınıf filmi serinin en güzel filmi olmuş. Dahası bu filmden sonra yeni bir seri başlıyor ve James McAvoy ve Michael Fassbender’li genç Profesör X ve Magneto geçmişte yeniden karşı karşıya geliyor.

Moonrise Kingdom

Moonrise Kingdom
Bağımsız filmlerin usta yönetmeni Wes Anderson oyuncu kadrosu ile dikkat çeken sıcak bir aşk filmi ile yine izleyicileri etkiliyor.

Filmin oyuncu kadrosunda Bruce Willis, Edward Norton, Bill Murray, Tilda Swinton ve Harvey Keitel gibi usta isimler var fakat filmin başrolünde yer alanlar filmde genç aşıkları canlandıran Kara Hayward ve Jared Gilman var.

Filmin konusu en başta birçoklarına sıkıcı gelebilir fakat karakter filmi izlemenize devam etmeninizi sağlıyor. Zamanlar herşey anlaşılmaya başlıyor ve film sempatik bir havaya bürünüyor. Usta isimlerinde rol dağılımları güzel bir şekilde yapılınca filmin zevki daha da artıyor. Filmin sevecen aşıkları da karakter olarak çok sempatik ve filmin sonunu merak etmenize neden oluyor.

Filmin güzel olmayan tek tarafı bir ara bu genç aşıkların cinsel ilişkiye girmeye doğru gittikleri sahne. Bu yaşta çocukların o tarz bir role sokulmaları biraz itici olmuş. Fakat işi çok ileri götürmelerine de izin verilmemiş fakat yine de ohaa dediğiniz bir noktada.

Kayıp Balık Nemo - Finding Nemo

Kayıp Balık Nemo - Finding NemoGörüntü kalitesi ile mükemmel bir senaryonun karışı sonrası çıkabilecek en mükemmel filmler listesinde ilk sırada yer alabilecek bir film Kayıp Balık Nemo filmi. Gelmiş geçmiş en fazla izlenen animasyon filmlerinden biri olan ve son zamanlarda 3D olarak tekrardan vizyona sokulan film izlemediyseniz çok şey kaçırmışsınız demektir.

Gerek sevimli karakterleri ile gerek verdiği mesajlar ile büyük beğeni toplayan filmin yönetmeni olan Andrew Stanton’u zaten animasyon dünyasında tanımayan yok. Pixar’ın yaratıcılarından olan ve yaptığı filmler ile John Lasseter ile birlikte animasyon dünyasını değiştiren Andrew bir çok klasik olabilecek eserlerinden biri aslında Kayıp Balık Nemo.

Oyuncak Hikayesi, Wall-E, Canavar A.Ş. gibi klasiklere imza atan ve John Carter ile animasyon filmlerinin dışında bir filme de imza atan Andrew yeni filmleri de merakla beklenenler arasında yer alıyor.

Tek oğlu ile yaşayan ve eşini kaybettiği için oğlunun üstüne titreyen bir babanın korktuğu başına gelir ve oğlu insanlar tarafından kaçırılır. Bunun üzerine palyaço yani süs balığı olan baba okyanusları aşarak oğlunu kurtarmak için bir maceraya girişir.

Sevginin bir insana neler yaptırabileceğini çok güzel anlatan bu film izlerken sizi eğlendiriyor, duygulandırıyor ve çok güzel dersler veriyor. Bu yüzden henüz izlemediyseniz yada çocuğunuza izletebilecek bir film arıyorsanız kaçırmamanız gereken bir film.

Karanlık Gölgeler - Dark Shadows

Karanlık Gölgeler - Dark Shadows Tim Burton sanırım sinema dünyasında farklı karakter yaratmada en usta isimlerin başında geliyor. Beterböcek, Sweeney Todd, Willy Wonka, Alice bunlardan sadece bazıları fakat bunda sürekli başrolü verdiği Johnny Depp’in de katkısı çok büyük.

Karanlık Gölgeler filmindeki Barnabas karakteri de gerçekten izlenmeye değer. Johnny Depp yine mükemmel bir iş çıkartmış fakat cadı karakterini canlandıran Eva Green’i de atlamamak gerekir. En son James Bond filminde izlediğimiz güzel yıldız farklı bir cadı karakterini canlandırıyor. Filmde aynı zamanda şarap gibi olan yıldız Michelle Pfeiffer ve Jackie Earle Haley de var.

Film tarihten bir kesit ile başlıyor ve Collins ailesinin yükselişini ve karşılıksız bir aşk yüzünden Barnabas’ın ve ailesinin nasıl lanetlendiğini anlatıyor. Sevdiği kadının ardından uçuruma atlayan fakat cadı tarafından ölmesine izin verilmeyerek bir vampire dönüştürülen, daha sonra yer altına gömülen Barnabas, yıllar sonra kaza eseri özgürlüğüne kavuşur fakat zamana ayak uydurmak biraz zor olacaktır.

Bildiğiniz vampir karakterlerinden çok farklı olan Barnabas ailesinin üzerindeki laneti kaldırmak için cadı ile bir savaşın içine girer fakat bu savaş oldukça eğlencelidir.

Bu tarz klasik olabilecek filmler görmek pek nasip olmuyor o yüzden sinemaya gidip izlemenizi tavsiye ederim. İzlenmesi gereken filmler listesinde olabilecek güzellik bir komedi korku karışımı.

Pamuk Prenses ve Avcı

Yeni bir senaryo yoksa eski masalları al ve biraz konuyu değiştir üstüne gelişen teknoloji ile biraz görsel efekt ekle ve al sana sözde şahane bir sinema filmi.

Pamuk Prenses ve Avcı filmi aslında Kristen Stewart ile yönetmen Rupert Sanders arasında yaşanan aşk kaçamağının arasında kaynadı diyebiliriz. Alacakaranlık serisinin sevilen isimleri Kristen Stewart ile özellikle Robert Pattinson hayranları filmi boykot etti diyebiliriz.

Aslında filmin oyuncu kadrosuna ve bütçesine bakınca neden hiç yönetmenlik tecrübesi olmayan biri yönetmen koltuğuna oturtturuldu bilmiyorum. Kristen Stewart, Chris Hemsworth, Charlize Theron ile birlikte Karayip Korsanları ile tanıdığımız Sam Claflin ve Ian McShane’de filmde yer alıyor.

Filmin konusu artık bilmeyen yok zaten. Pamuk prenses, yedi cüceler, avcı, prens, cadı ve sonda elma. Hepsi filmde mevcut fakat değiştirilmiş şekilde. Özellikle sonda prens yerine avcının öpmesi ile uyanması en büyük değişiklik.

Film boyunca görsel efektlere oldukça yüklenilmiş. Bu da filmi biraz izlenebilir kılıyor. Özellikle Charlize Theron’un performansı izlemeye değer. Chris Hemsworth’da avcı karakterini iyi oynamış. Fakat filmde ne olacağını bildikten sonra izlemek insanı biraz sıkıyor. Bakalım Hollywood bu hikayeyi daha kaç kere ele alıp bize sunacak.