Serinin ilk filmi olan Ustura hayatımda izlediğim en saçma filmlerden bir tanesiydi. Zaten bir filmin yönetmeni Robert Rodriguez olunca o filmde pek mantık aramayacaksın ama bu kadar uçuk film yapması da ilginç. Serinin ikinci filmi olan Ustura Dönüyor ilk filmden bile daha uçuk ve öğreniyoruz ki serinin üçüncü filmi daha da uçuk olacak.
Filmin bir güzel yanı mükemmel oyuncu kadrosu. Kim isterseniz filmdee yer alıyor. Mel Gibson, Michelle Rodriguez, Lady Gaga, Antonio Banderas, Vanessa Hudgens, Cuba Gooding ve daha birçok isim. Amerikan başkanını Charlie Sheen oynuyor. Bu bile filmin uçukluğunun kanıtı diyebiliriz.
Filmde Amerika’nın başı beladadır ve Meksika sınırındaki sorunu çözmesi için Machete görevlendirilir. Amerikan askerleri bölgeye girince ölür. Bu yüzden bölgeyi bilen Machete tek kurtarıcıdır. Machete bölgeye iner. İstedikleri adamı yakalar ama onu sağ salim Amerika’ya götürmesi gerekir.
Bunu bir şekilde başarır ama gerçek düşmanın o olmadığını öğrenir. Karşısında geleceği görebilen bir düşman vardır. Fakat Machete o kadar dengesizdir ki adam onun hareketlerini bile tahmin edemez ve yeteneğinde sorun yaşamaya başlar. Son olarak da uzaya kaçar. Tabi Machete de peşinden gider ama devamı serinin üçüncü filminde.
Saçmalığı göstermek için bir sahne daha. Machete füzeyi üzerine binerek durduruyor (:
Turbo
Animasyon filmleri genelde hep güzel olurlar fakat son zamanlardaki Hollywood yapımı filmlerin kalitesi oldukça düşmeye başladı. Aslında güzel yapmaları için elleri mecbur diyebiliriz. Çünkü bir animasyon filmin maliyeti gerçekten çok yüksek ve bunu telafi etmenin tek yolu izleyicinin beğenisini kazanabilmek. Böyle olunca da genelde kaliteye çok önem verilir. Fakat sanırım pek işleyecek konuları kalmadığı için karakterleri değiştirio aynı mesajları vermeye devam ediyorlar.
Turbo filminde de ne olursan ol hayallerinden vazgeçme mesajı var. Bunun için de bir sümüklü böcek kullanmışlar. En büyük hayali de dünyanın en hızlı yarışı olan Indy 500’ü kazanmak. Sanırım bundan daha uçuk bir hayal de olamazdı. Dünyanın en yavaş hayvanı en hızlı araba yarışını kazanmak istiyor.
Bu hayal ile yaşarken başını belaya sokuyor ve yanlış hatırlamıyorsam yoğun nitrojene maruz kalıyor. Böylece değişime uğruyor ve hız onun göbek adı oluyor. Onu keşveden bir adam da onu Indy 500 yarışına sokuyor. Fakat yarışta hızlı olmak yeterli değil çünkü sonuçta ortada bir sümüklü böcek var ve yarışı kazanmanın yanında arabaların altında ezilip ölmemek için de çaba harcıyor.
Turbo filmi oldukça sıkıcı. Sizi eğlendiren pek birşey yok. Sümüklü Böceklerin yarışları biraz komik fakat onun dışında bir şey yok. Meksikalı adamları da komik yapmaya çalışmışlar ama olmamış. Pek tavsiye edilecek bir film değil.
Turbo filminde de ne olursan ol hayallerinden vazgeçme mesajı var. Bunun için de bir sümüklü böcek kullanmışlar. En büyük hayali de dünyanın en hızlı yarışı olan Indy 500’ü kazanmak. Sanırım bundan daha uçuk bir hayal de olamazdı. Dünyanın en yavaş hayvanı en hızlı araba yarışını kazanmak istiyor.
Bu hayal ile yaşarken başını belaya sokuyor ve yanlış hatırlamıyorsam yoğun nitrojene maruz kalıyor. Böylece değişime uğruyor ve hız onun göbek adı oluyor. Onu keşveden bir adam da onu Indy 500 yarışına sokuyor. Fakat yarışta hızlı olmak yeterli değil çünkü sonuçta ortada bir sümüklü böcek var ve yarışı kazanmanın yanında arabaların altında ezilip ölmemek için de çaba harcıyor.
Turbo filmi oldukça sıkıcı. Sizi eğlendiren pek birşey yok. Sümüklü Böceklerin yarışları biraz komik fakat onun dışında bir şey yok. Meksikalı adamları da komik yapmaya çalışmışlar ama olmamış. Pek tavsiye edilecek bir film değil.
Dünya: Yeni Bir Başlangıç - After Earth
Will Smith gerçekten mükemmel bir oyuncu. Onun oğlu olan Jaden Smith de onun sayesinde mükemmel bir oyuncu olma yolunda ilerliyor. Fakat babanın oğluna yaptığı kıyak nedeni ile Dünya Yeni Bir Başlangıç filmi berbat bir film olmuş. Sırf oğlunu başrolde oynatacağım diye yapımcılığını yaptığı film ile çok büyük eleştiriler aldı.
Film gelecek zamanda geçiyor. İnsanoğlu dünyayı terketmiş ve uzayda başka bir gezegene yerleşmiştir. Bu sayede evrende yalnız olmadıklarını da keşvetmişler ve uzaylılar ile karşı karşıya gelmişlerdir. Uzaylılar insanoğlunun zayıflığından yararlanarak normalde kör olan fakat korku sayesinde insanları görebilen canavarları insanların üzerine salmışlardır. Bu devasa yaratıklar insanoğlunun onlardan korkması nedeni ile onları çerez gibi avlar. Onları öldürebilmenin tek yolu korkusuz olmaktır. İnsanoğlu da korkusuz savaşçılar yaratıp onları avlamaya başlar.
Korkusuz askerlerden birinin kızı da canavarlar tarafından öldürülmüştür. Suçlu olarak da olay sırasında savaşmak yerine korkudan saklanan oğlunu sorumlu tutar. Oğlu da kendini kanıtlamak için korkusuz savaşçı olmaya çalışır ama korkusunu yenemez. Babası da annesinin ısrarı ile oğlunu eğitim için yanında son görevine götürür. Gemi de eğitim amaçlı control altında tutulan bir canavar vardır. Gemi meteor yağmuruna yakalanır ve büyük hasar görür. Bunun üzerine eskiden terkilen dünyaya düşer. Düşüş sırasında ikiye parçalanır ve adamın iki ayağı kırılır. Tek umutları oğludur. Oğlu geminin diğer yarısında bulunan yardım istek aletini bulup çalıştırması gerekir. Fakat oraya gidene kadar dünyadaki ölümcül hayvanlardan kurtulmak zorundadır. En kötüsü ise onu bekleyen ve kaza sonrası serbest kalan canavardır.
Bilim kurgu filmleri seviyorsanız fena film değil. Aksiyonu bol. Dünyayı o kadar ölümcül tanımladıktan sonar dünyadaki hayvanlar size halaykırıklığına uğratıyor. Sondaki canavar ise fena değil. Onun dışında içi boş bir film diyebiliriz.
Film gelecek zamanda geçiyor. İnsanoğlu dünyayı terketmiş ve uzayda başka bir gezegene yerleşmiştir. Bu sayede evrende yalnız olmadıklarını da keşvetmişler ve uzaylılar ile karşı karşıya gelmişlerdir. Uzaylılar insanoğlunun zayıflığından yararlanarak normalde kör olan fakat korku sayesinde insanları görebilen canavarları insanların üzerine salmışlardır. Bu devasa yaratıklar insanoğlunun onlardan korkması nedeni ile onları çerez gibi avlar. Onları öldürebilmenin tek yolu korkusuz olmaktır. İnsanoğlu da korkusuz savaşçılar yaratıp onları avlamaya başlar.
Korkusuz askerlerden birinin kızı da canavarlar tarafından öldürülmüştür. Suçlu olarak da olay sırasında savaşmak yerine korkudan saklanan oğlunu sorumlu tutar. Oğlu da kendini kanıtlamak için korkusuz savaşçı olmaya çalışır ama korkusunu yenemez. Babası da annesinin ısrarı ile oğlunu eğitim için yanında son görevine götürür. Gemi de eğitim amaçlı control altında tutulan bir canavar vardır. Gemi meteor yağmuruna yakalanır ve büyük hasar görür. Bunun üzerine eskiden terkilen dünyaya düşer. Düşüş sırasında ikiye parçalanır ve adamın iki ayağı kırılır. Tek umutları oğludur. Oğlu geminin diğer yarısında bulunan yardım istek aletini bulup çalıştırması gerekir. Fakat oraya gidene kadar dünyadaki ölümcül hayvanlardan kurtulmak zorundadır. En kötüsü ise onu bekleyen ve kaza sonrası serbest kalan canavardır.
Bilim kurgu filmleri seviyorsanız fena film değil. Aksiyonu bol. Dünyayı o kadar ölümcül tanımladıktan sonar dünyadaki hayvanlar size halaykırıklığına uğratıyor. Sondaki canavar ise fena değil. Onun dışında içi boş bir film diyebiliriz.
Göster Gününü 2 - Kick-Ass 2
Serinin ilki filmi gerçekten güzeldi. Farklı bir filmdi. Süper kahraman olmaya çalışan bir gencin başından geçen komik olayların zamanla ciddi sorunlara neden olması herkesin beğenisini kazanmıştı. Çok geçmeden serinin ikinci filmi de çekildi. İlk filmde Nicolas Cage'in canlandırdığı aklı başında yetişkin yerine bu kez Jim Carrey'in canlandırdığı karakter ver. Filmi taşıyan ise tabiki Hit-Girl fakat onu da çok farklı bir karakter içine sokmuşlar.
İlk filmde yaşananlardan sonra kahramanlarımız gizliden de olsa kahramanlık maceralarına devam ederler. Fakat Hit-Girl'ün yeni babası durumu anlar ve Hit-Girl artık bu işleri bırakacağına dair söz verir ve normal bir kız olma yoluna adım atar.
Kick-Ass ise yeni bir gruba dahil olur ve kahramanlık maceralarına devam eder. Diğer tarafta ise babasının ölümü üzerine intikam peşinde koşan Chris kötü adam olmaya karar verir ve adını Motherfucker olarak değiştirir. Kahramanlarımızın peşine düşer ve işleri dahada ileri götürürek onları öldürmeye başlar. Bunun içinde kötülerden oluşan, daha doğrusu acımasız gerçek katillerden oluşan bir ekip kurar. Daha da ileri giderler ve Kick-Ass'in babasını da öldürürler. Bunun üzerine iyiler ile kötüler arasında son bir savaş başlar ve normal bir kız olmaktan sıkılan Hit-Girl'in dönüşü de mükemmel olur.
İlk filmde yaşananlardan sonra kahramanlarımız gizliden de olsa kahramanlık maceralarına devam ederler. Fakat Hit-Girl'ün yeni babası durumu anlar ve Hit-Girl artık bu işleri bırakacağına dair söz verir ve normal bir kız olma yoluna adım atar.
Kick-Ass ise yeni bir gruba dahil olur ve kahramanlık maceralarına devam eder. Diğer tarafta ise babasının ölümü üzerine intikam peşinde koşan Chris kötü adam olmaya karar verir ve adını Motherfucker olarak değiştirir. Kahramanlarımızın peşine düşer ve işleri dahada ileri götürürek onları öldürmeye başlar. Bunun içinde kötülerden oluşan, daha doğrusu acımasız gerçek katillerden oluşan bir ekip kurar. Daha da ileri giderler ve Kick-Ass'in babasını da öldürürler. Bunun üzerine iyiler ile kötüler arasında son bir savaş başlar ve normal bir kız olmaktan sıkılan Hit-Girl'in dönüşü de mükemmel olur.
Sihirbazlar Çetesi
Bu tarz filmleri gerçekten çok seviyorum. Baştan sona merak içinde izliyorsunuz, izlerken birşeyler öğreniyorsunuz ve film boyunca gizemli kişiyi bulmak için çabalıyorsunuz.
Zaten filmin mükemmel bir oyuncu kadrosu var. Jesse Eisenberg ve Mark Ruffalo filmi taşıyan isimler. Woody Harrelson ve Morgan Freeman kendilerine has oyunculukları ile yine kendilerini sevidiyorlar. Michael Caine, Dave Franco ve Isla Fisher taktiri hakediyorlar.
Film dört sihirbazın gizemli bir şekilde bir araya gelmesi ile başlıyor. Sonra aradan bir yıl geçiyor ve bu dörtlü Las Vegas'da bir gösteriye çıkıyorlar. Gösteri sırasında Paris'deki bir bankayı soruyorlar ve paraları izleyicilerine dağıtıyorlar. Herkes sadece gösteri sanıyor fakat Paris'deki banka gerçekten soyulmuş oluyor. Bunun üzerine FBI işin peşine düşüyor fakat ellerinde kanıt olmayınca pek birşey yapamıyorlar.
İkinci gösterilerinde ise bu kez zengin bir adamın banka hesabını boşaltıyorlar ve yine izleyenlere dağıtıyorlar. Fakat bu kez kaçmaktan başka çareleri kalmıyor. Yine de yıllar once yaptıkları plana sadık kalıyorlar ve son gösterilerini de sunuyorlar.
Zaten filmin mükemmel bir oyuncu kadrosu var. Jesse Eisenberg ve Mark Ruffalo filmi taşıyan isimler. Woody Harrelson ve Morgan Freeman kendilerine has oyunculukları ile yine kendilerini sevidiyorlar. Michael Caine, Dave Franco ve Isla Fisher taktiri hakediyorlar.
Film dört sihirbazın gizemli bir şekilde bir araya gelmesi ile başlıyor. Sonra aradan bir yıl geçiyor ve bu dörtlü Las Vegas'da bir gösteriye çıkıyorlar. Gösteri sırasında Paris'deki bir bankayı soruyorlar ve paraları izleyicilerine dağıtıyorlar. Herkes sadece gösteri sanıyor fakat Paris'deki banka gerçekten soyulmuş oluyor. Bunun üzerine FBI işin peşine düşüyor fakat ellerinde kanıt olmayınca pek birşey yapamıyorlar.
İkinci gösterilerinde ise bu kez zengin bir adamın banka hesabını boşaltıyorlar ve yine izleyenlere dağıtıyorlar. Fakat bu kez kaçmaktan başka çareleri kalmıyor. Yine de yıllar once yaptıkları plana sadık kalıyorlar ve son gösterilerini de sunuyorlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)