Hızlı ve Öfkeli 8


Birçok sinema eleştirmeni Hızlı ve Öfkeli 8 filmini serinin en kötü filmi olarak tanımlamış. Filmi izledikten sonra bunun nedenlerini daha iyi anlıyorsunuz. Tamam film aksiyon olarak yine bekleneni veriyor ama senaryo olarak diğerlerinin çok gerisinde kalıyor.

Birincisi Vin Diesel’in karşı tarafa geçmesi çok basite indirgenmiş. Bebeği olduğu için kadının dediğini yapıyor ama her şeyi kontrol eden kadın Vin Diesel’in diğerleri ile iletişime geçmesini fark edememesi çok amatörce kalıyor.

Diğer kötü yan ise Vin Diesel fazla abartılmış. Arabalardan kurtulma sahnesi tam bir saçmalıktı. Araba transformırsa dönüşse ancak bu kadar olurdu. En saçması ile adam o kadar hızlı giden arabalardan atlıyor ama burnu bile kanamıyor.

Filmin sonu da tam bir klasik hikaye. Son dakika çocuk kurtarılıyor ve Vin Diesel de tüm ekibi kurtarıyor. Belli ki bundan sonraki filmlerde senaryo sıkıntısı olacak ve bu yüzden filmin yönü bu türe kayacak gibi görünüyor. Bakalım ne zamana kadar yedirebilecekler.

Recep İvedik 5

Recep İvedik filmlerini daha doğrusu Şahan’ın filmlerini sinemada izlemiyorum. Çünkü verdiğim paraya değmeyeceğini biliyorum. Dahası bu kadar kalitesiz boş filmler yapan birini zengin etmek istemiyorum. Zaten biz Türk halkının en büyük sorunlarından bir tanesi. Her gün şikayet ettiğimiz kişileri zengin etmede üstümüze yok.

Recep İvedik 5 filmi de bir şekilde beleşe elime geçince izleyecek bir şey bulamadığımda izledim. Diğer filmlerden bir farkı görünmüyor. Birincisi filmde yine oyuncu yok. İnsan daha çok para kazanmak için bu kadar tutuma gider mi arkadaş. En ucuz olduğu için yeni oyuncuları alıyor, sonra yeni oyuncuların önünü açıyoruz diyor.

Dahası güldürecek konu bulamayınca milli duygulara yüklendikçe yüklenmiş. Tartışma yaratmak için Azeri kardeşlerimizi bile gömmeye kadar gitmiş. Başarılı da oldu aslında. Film daha vizyona girmeden mükemmel reklamını yaptı.

Film hakkında pek bir şey söylemek istemiyorum ama adamın filmde kız yarışmacıları sürekli aşağılaması da kendi kişiliğini yansıtmış resmen. Madem magandaları bu kadar çok seviyoruz neden sürekli onlarda şikayet ediyoruz ki.

Gerçekten izlenecek bir film değil. Tamamen zaman kaybı. Bu filmi izlemektense gidin bulmaca çözün, çengel bulmaca olur, boşluk doldurma olur, sudoku olur, ne olursa olur. En azından zekanıza biraz katkıda bulunur, bu film gibi eksiltici etki yapmaz.

Logan: Wolverine

Keşke bitmese dediğiniz filmlerden bir tanesi. Aslında filmden daha çok Hugh Jackman’ı Wolverine kariyeri bitmese diye iç geçiyorsunuz. Ondan daha iyi Wolverine çıkacak mı bilinmez ama pek sanmıyorum.

Logan filmi Hugh Jackman’ın son x-men filmi. Bu filmden sonra karakteri bir daha canlandırmayacak. Filmde zaten buna göre şekillendirilmiş ve mükemmel uygulanmış. Film ile birlikte profesör x de yani Patrick Steward da x-men’i bırakıyor. Onu da bir daha göremeyeceğiz.

Filmde Logan bir taraftan can dostu profesör x’e bakıcılık yaparken diğer taraftan yeni mutant kız ile uğraşmak zorunda kalıyor. Kız aynı onun gibi ve x-menlerin azalması sonrası insanlar deneyler ile x-men çocuklar yaratıyor. Kız da bunlardan bir tanesi ve kaçıyor. Tabi Logan’ı buluyor ve Logan’ın korumasına giriyor. Fakat Logan bu kez karşısında belki de onu yenebilecek tek mutant ile karşılaşıyor.

Film gerçekten 10 numara olmuş. Finali zaten adına yakışır şekilde yapılmış Logan için daha mükemmel bir son olamazdı. Yenilmezliğini bu film ile de sürdürmesi, en azından dolaylı yoldan mükemmel olmuş.

Zootropolis

Son zamanlarda bu kadar eğlenceli bir motive edici bir film izlememiştim. Zootropolis yani Hayvanlar Şehri çok yönlü bir animasyon filmi ve mükemmel bir konusu var.

Film günümüz büyük şehirlerinin güzelliklerini ve zorluklarını hayvanlar üzerinden farklı bir şekilde sunmuş. Her türden insan yani hayvan burada yaşayabiliyor. Bir de bu tür şehirler insana her türlü şansı sunabiliyor ama tabi zor taraftan. Filmde de bir küçük tavşan polis olmaya çalışıyor. Tabi yaşadığı zorluklar fazla. Ama karşısına bir fırsat çıkıyor ve bu fırsatta son zamanların en büyük davasına dönüşüyor. Yani film aynı zamanda polisiye olması ile dikkat çekiyor.

Fakat bu noktası filmi çocuk filminden çıkartıyor diye düşünüyorum. Çocukların bu tarz polisiye detayları anlaması oldukça zor. Bana göre bu yüzden çocuklar arasında yeterince ilgi görmedi. Daha çok yetişkinlere yönelik animasyon filmi olarak kaldı.

Filmin karakterleri de oldukça sempatik. Oyuncak sektörüne oldukça fazla katkı sağlayacağı açık.

Ali Baba ve 7 Cüceler

Cem Yılmaz günümüz Türk film dünyasının en verimli film yapan kişisi. Verimliden kast ettiğim filmi izlemek için verdiğiniz paraya değiyor ve her şeyin ucuzuna kaçmak yerine filmin kalitesini arttırmak için masraftan fazla kaçınmaması gibi incelikler. Günümüzde artık Türk filmlerinin çoğunluğu ucuz filmler olarak dikkat çekiyor. Önüne gelen basit bir fikirden ya da dizi aşkından esinlenip en ucuzundan film çekip izleyenlerin karşısına çıkartıyor.

Cem Yılmaz filmleri bu şekilde değil. Filmler belli bir kalitenin altına kesinlikle inmiyor. Bazen tam bir komedi yapıyor ve eğlendiriyor. Bazen işin içine duygu katıyor ve duygusal bir komedi izliyoruz. Cem Yılmaz filmlerinin tek hayal kırıklığı yaratan kısmı GORA ile komedi dozunu çok yukarda tutması ve herkesin her seferine o dozda bir komedi beklemesi.

Ali Baba ve 7 Cüceler de komedi filmi olarak geliyor. Yani mesaj veren duygusal sahne yok. Fakat komedi dozu da çok yüksek değil. Filmi izlerken eğleniyorsunuz ve hepsi bu. Cem Yılmaz dışında biri yapsa baya iyi film yapmış dersiniz.

Filmde Cem Yılmaz’ın canlandırdığı iki karakterin çakışmasını izliyoruz. Bahçe süsü satan adam kendini insan avının içinde bulunca hayatta kalmak için eğlenceli bir maceranın içine atılıyor. Bunu yaparken de Cem Yılmaz maliyeti pek kısmamış ve ilginç silahlara imza atmış.