- Karadayı
- Ezel
- Acı Hayat
- Deli Yürek
- Alacakaranlık
- Hayat Bağları
- Cingöz Recai
- Uzun Hikaye
- Ejder Kapanı
- Kabadayı
- Son Osmanlı: Yandım Ali
- Gılgamış
- Yazı Tura
"ilk yorum benden olsun )) bence acı hayat"
"bence deli yurek harika muhtesem bi diziydi bu arada hayat baglarinda konuk oyuncuydu dizide deli yurek dizisinin cekiyorlardi dizi icinde dizi cekiyorlardi"
"ezel dizisi"
"aynen ezel"
"aci hayat cok severim"
"ezel ve deli yürek"
Senin Adın
Uzak doğunun animasyon filmleri her ne kadar görüntü kalitesi olarak Hollywood filmleri kadar kaliteli olmasa da konu olarak kusursuzlar. Senin Adın filmi de keşfettiğim son filmlerden bir tanesi.
Film başladığında konuyu anlamak biraz zorlaşıyor. Bir genç kız ile erkek uyuduklarında beden değiştiriyorlar ve bunun şokunu atlatmaya çalışıyorlar. Zamanla buna alışıyorlar ve hayatı bu şekilde yaşamayı öğreniyorlar. Fakat zamanla aralarında bir yakınlaşma oluyor. Bir anlamda birbirlerine aşık oluyor. Tam birbirlerine açılacakları zaman aradaki bağ birden kopuyor.
Bunun üzerine çocuk kızın yaşadığı yeri gerçek dünyada bulmak için çabalamaya başlıyor fakat kimse resimden orasının neresi olduğunu anlayamıyor. Tam umudunu kaybedeceği anda resimden yeri tanıyan biri çıkıyor fakat bu daha da şok edici oluyor. Kızın yaşadığı yer meteorun düşüp yok ettiği yerdir. Fakat daha da şok etkisi yaratan şey bunun üzerinden yıllar geçmiş olması. Ama çocuğun rüyaları daha tazedir.
Çocuk umudunu kaybetmez ve meteorun yok ettiği kasabaya gider. Geriye pek bir şey kalmamıştır ama umudunu kaybetmez. Bir şekilde rüya vasıtası ile kızı uyarması gerekmektedir. Böylece meteordan kurtulacaklar ve bir araya gelebileceklerdir.
Senin Adın son zamanlarda izleyebileceğiniz en güzel aşk filmlerinden bir tanesi. Duygusal aşk filmleri Türk olarak izleyenlerin pek dikkatini çekmiyor ama bu film gerçekten izlenmeye değer, kusursuz bir film.
Thor: Ragnarok
Son zamanlarda herkes Thor serisinin yeni filmi hakkında konuşuyor. Herkes çok beğenmiş ve tek beğenmeyen benim sanırım. İtiraf edelim, söz konusu Tanrılar olduğunda insan zekası yeterli olmuyor. Bunu Ragnarok filminde açıkça görüyoruz.
Yapımcılar Thor serisinde senaryo sıkıntısı yaşıyorlar. Bu yüzden de bir konu bulup işlerin onun etrafında uzatmak için büyük çaba harcıyorlar. Bu yüzden Marvel dünyasında en az puan alan filmler hep Thor serisi filmleri. Ragnarok’ta da aynı sorun var.
Ölüm tanrısı Hela geliyor ve Thor’un çekicini parçalıyor. Daha sonrada Thor kendini gladyatör olarak buluyor. Tek amacı kaçıp, Hela’yı durdurmak. Filmde kaçma çabasını izliyoruz. Kaçınca da Hela ile olan savaşını. Yani hikayede şaşırtan bir kısım yok. Bu yüzden tamamen komediye yönelmişler.
İşin Tanrı kısmına gelince. Büyük bir dengesizlik var. Thor tanrı olduğu için kolay kolay ölmüyor ama kolay kolay yaralanabiliyor. Hulk ile dövüşünde aldığı darbelere bakıyorsunuz ve hiçbir şey olmuyor. Sonra bir kılıç darbesi ile yaralanabiliyor. Hela desen koca bir orduyu tek seferde yok edebiliyor ama iş Thor’a gelince nedense bu gücü kullanmıyor. Madem koca bir uzay gemisini durdurabilecek gücün var, neden Thor’u yok etmek için bir kerede kullanmıyorsun?
Yapımcılar Thor serisinde senaryo sıkıntısı yaşıyorlar. Bu yüzden de bir konu bulup işlerin onun etrafında uzatmak için büyük çaba harcıyorlar. Bu yüzden Marvel dünyasında en az puan alan filmler hep Thor serisi filmleri. Ragnarok’ta da aynı sorun var.
Ölüm tanrısı Hela geliyor ve Thor’un çekicini parçalıyor. Daha sonrada Thor kendini gladyatör olarak buluyor. Tek amacı kaçıp, Hela’yı durdurmak. Filmde kaçma çabasını izliyoruz. Kaçınca da Hela ile olan savaşını. Yani hikayede şaşırtan bir kısım yok. Bu yüzden tamamen komediye yönelmişler.
İşin Tanrı kısmına gelince. Büyük bir dengesizlik var. Thor tanrı olduğu için kolay kolay ölmüyor ama kolay kolay yaralanabiliyor. Hulk ile dövüşünde aldığı darbelere bakıyorsunuz ve hiçbir şey olmuyor. Sonra bir kılıç darbesi ile yaralanabiliyor. Hela desen koca bir orduyu tek seferde yok edebiliyor ama iş Thor’a gelince nedense bu gücü kullanmıyor. Madem koca bir uzay gemisini durdurabilecek gücün var, neden Thor’u yok etmek için bir kerede kullanmıyorsun?
Hızlı ve Öfkeli 8
Hızlı ve Öfkeli serisinin sekizinci filmi konu olarak güzel ama konuyu işleyiş olarak çok amatörce bir film. Filmde Dom ile ekibini karşı karşıya getirmek mükemmel bir fikir ama bu böyle amatörce yapılmamalıydı. Filmdeki kötü karakter Dom’un bilmediği bebeğini ele geçiriyor ve bunu Dom’u kullanmak için kullanıyor. Tabi böyle olunca da Dom ekibini karşısına alıyor ve ekip Dom’u durdurmaya çalışıyor.
İşin bu kısmı güzel. Hatta Dom yerine destek olarak Jason Statham’ın yeniden getirilmesi de mükemmel bir fikir ama işler bundan sonra saçmalamaya başlıyor. Nedeni ise çok basit. Dom’u ele geçiren kötü karakter Cipher inanılmaz zeki bir kadın. Fakat Dom’un ilk oynadığı oyunda aptal gibi davranması anlaşılır gibi değil. Eminim filmi izleyen herkes araba bozulma sahnesinde aynı şeyi düşünmüştür. Elinizden kaçmaya çalışan adam araba ustası araba bozuldu bahanesi ile kameraların görmediği bir yere gidiyor ve siz de bunu yiyorsunuz.
Her neyse, zaten bu sahneden sonra işi kalıbına uydurmak için saçmalamaya devam ediyorlar. Filmin ortasına kadar süper zeki olan Cipher bir anda süper aptal halini alıyor ve Dom da yeniden ekibine katılıp onları kurtarıyor.
Seri 9 ve 10. filmler ile devam edecek. Şimdiye kadar mükemmel getirdiler ama umarım bundan sonra da böyle saçma işlere imza atmazlar.
İşin bu kısmı güzel. Hatta Dom yerine destek olarak Jason Statham’ın yeniden getirilmesi de mükemmel bir fikir ama işler bundan sonra saçmalamaya başlıyor. Nedeni ise çok basit. Dom’u ele geçiren kötü karakter Cipher inanılmaz zeki bir kadın. Fakat Dom’un ilk oynadığı oyunda aptal gibi davranması anlaşılır gibi değil. Eminim filmi izleyen herkes araba bozulma sahnesinde aynı şeyi düşünmüştür. Elinizden kaçmaya çalışan adam araba ustası araba bozuldu bahanesi ile kameraların görmediği bir yere gidiyor ve siz de bunu yiyorsunuz.
Her neyse, zaten bu sahneden sonra işi kalıbına uydurmak için saçmalamaya devam ediyorlar. Filmin ortasına kadar süper zeki olan Cipher bir anda süper aptal halini alıyor ve Dom da yeniden ekibine katılıp onları kurtarıyor.
Seri 9 ve 10. filmler ile devam edecek. Şimdiye kadar mükemmel getirdiler ama umarım bundan sonra da böyle saçma işlere imza atmazlar.
American Ultra
Özellikle Amerika ile Rusya soğuk savaşı döneminde Hollywood’un casusluk filmlerinde işlenen ilginç bir konu vardı. Rusya Amerika’ya beyni yıkanmış ajanlarını gönderiyor ve normal aile hayatı yaşamaları sağlanıyordu. Daha sonra da gizemli bir sözcük ile onları aktif ediyor ve suç işlemeleri sağlanıyordu.
American Ultra konusu ile tam da bunu insanın aklına getiriyor. Küçük kasabada yaşayan bir genç birden aktif oluyor ve süper yeteneklere kavuşuyor.
Filmin başrollerinde en sevdiğim oyunculardan olan Jesse Eisenberg ve en sevmediğim oyunculardan olan Kirsten Stewart yer alıyor. Jesse’yi sevmek için neden çok ve Kristen’i sevmeme nedeni de çok. Daha fazla ünlü olmak için yönetmen ile kırıştırması, filmleri tutmayınca soyunup film çekmesi vs. bunlardan bazıları. Zaten mimik olmayan berbat bir oyuncu olması ayrı bir konu.
Filmde de pek bir etkisini göremiyoruz. Jesse ise normal oyunculuğunu sergilemiş ve filmde de gizli ajanı canlandırıyor. Dövüş yetenekleri ona pek yakışmıyor aslında. Kendisi bu tarz bir karakter için fazla saf ve yumuşak kalıyor.
Filmin aksiyon sahneleri güzel ama konu olarak pek tutarlı değil ve o yüzden film ilerledikçe zevki de kaçmaya başlıyor. Merak uyandırma kısmı da saçmalamaya başladılar şekline dönüyor. Yine de herkesin zevkleri ayrı tabi.
American Ultra konusu ile tam da bunu insanın aklına getiriyor. Küçük kasabada yaşayan bir genç birden aktif oluyor ve süper yeteneklere kavuşuyor.
Filmin başrollerinde en sevdiğim oyunculardan olan Jesse Eisenberg ve en sevmediğim oyunculardan olan Kirsten Stewart yer alıyor. Jesse’yi sevmek için neden çok ve Kristen’i sevmeme nedeni de çok. Daha fazla ünlü olmak için yönetmen ile kırıştırması, filmleri tutmayınca soyunup film çekmesi vs. bunlardan bazıları. Zaten mimik olmayan berbat bir oyuncu olması ayrı bir konu.
Filmde de pek bir etkisini göremiyoruz. Jesse ise normal oyunculuğunu sergilemiş ve filmde de gizli ajanı canlandırıyor. Dövüş yetenekleri ona pek yakışmıyor aslında. Kendisi bu tarz bir karakter için fazla saf ve yumuşak kalıyor.
Filmin aksiyon sahneleri güzel ama konu olarak pek tutarlı değil ve o yüzden film ilerledikçe zevki de kaçmaya başlıyor. Merak uyandırma kısmı da saçmalamaya başladılar şekline dönüyor. Yine de herkesin zevkleri ayrı tabi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)