
Serinin ikinci filminde Josh Hutcherson dışında herşey değişmiş. Farklı bir yönetmen, farklı senaristler ve farklı bir oyuncu kadrosu. Filmin başrolünde Brendan Fraser’ın yerini Dwayne Johnson almış. Sempatik oyuncu Luis Guzman ise yeniler arasında en dikkat çekeni. Michael Caine’i de Batman serisinden sonra görmek güzel.
Sean aldığı şifreli mesajları yeni üvey babası yardımı ile çözer ve ona yakınlaşmak için bahane arayan üvey babasını kandırarak gizemli bir adayı bulmak için yola koyulur. Bir fırtınaya kapılırlar ve kendilerini aniden aradıkları adada bulurlar. Burada en göze çarpan şey gerçek dünyada dev olanlar burada ufacık olmaları, ufak olanlarında dev gibi olmaları.
Kahramanlarımız başlarını derde sokmakta fazla gecikmezler fakat imdatlarına büyük baba yetişir. Onlara adanın ne kadar güzel olduğunu ve kayıp şehir Atlantis’i bulduğunu gösterir fakat çok büyük bir sorunları vardır. Ada batmaktır ve kısa sürede onu terk etmezlerse onlarda okyanusun ortasında kalacakladır.
Filmde daha fazla görsel efekt bekliyordum fakat beklediğimden daha az sahne vardı. Serinin ikinci filminde herhangi bir yenilikte göremedim. Dwayne Johnson’un esprileri dışında da eğlenceli bir tarafı yoktu. Yine de izlemeye değer bir sinema filmi ama beklentinizi yüksek tutmayın.