Süper kahraman filmleri tuttuktan sonar Hollywood'a bir haller oldu. Sürekli bir super kahraman yaratma çabalarındalar ve bunu yaparken de bazen aşırı fazla saçmalıyorlar. Adalet filmi de tam böyle bir film.
Birincisi Denzel Washington'da sert adam tipi yok. Adamda yumşacık surat var ve bu tarz sert adam rollerini daha öncede denedi ve hiç birinde umduğunu bulamadı. Şimdi yine onu böyle bir karaktere sokmaz baştan kaybettirmiş zaten.
Bir de gerçek hayatta bu işler keşke filmlerde olduğu gibi olsaydı. Adam istediği herşeyi yapıyor ve tabiki bu tarz filmlerde klasik olduğu gibi sonunda hafif yaralanıyor. Merak ediyorum, Hollywood'da bunu hazır yazan bir program falan mı var?
Bir de kötü adam koymuşlar. Baştan sona hiç bir başarısı yok ama hep çok iyi gibi gösterilmiş. Bunu kanıtlamak içinde mafia adamını kendi evinde öldürüyor ki nasıl mafia ise etrafta adamı yok. Bazen Türk filmlerine kolaya kaçtıkları için tepki gösteriyoruzda daha beterleri Hollywood'da da oldukça fazla.
John Wick
Keanu Reeves gerçekten kendine yazık etti. Bir ara yaşlanma korkusuna kapıldığı ve genç olabilmek için farklı tedaviler gördüğünü okumuştum. Son zamanlarda çektiği filmleri görünce de insan böyle haberlere gerçekten inanıyor. Hala aksiyon sahnelerinde oynayabilecek kadar genç olduğunu kanıtlamak saçma sapan uzak doğu filmlerinde yer aldı. Şimdi de John Wick filmi gerçekten hiçbir konusu olmayan sadece aksiyon için yapılmış bir film.
Filmin en kötü tarafı ise ne olacağını bilmeniz ve bunu zaten filmde sürekli söylemeleri. Adamın karısı ölmüş ve ona bir köğek yavrusu bırakmış. Ne şans benzincide bir mafya babasının oğlu ile karşılaşıyor ve çocuk arabasını çok beğeniyor ve satın almak istiyor. Adam hayır diyor ve bunun üzerine çocuk adamlarını topluyor ve adamın evini basıyor. Köpeği öldürüyor ve arabayı alıp gidiyor. Adam dediğimiz de eski bir suikastçı ve evinde hiç koruma olmayacak kadar yetenekli! Her neyse. Saçmalıkta bundan sonra başlıyor.
Adam çocuğun peşine düşüyor ama onu ararken herkesten “ama o john wick” sözünü duyuyorsunuz. Bir kere değil, iki kere değil, on kere ama o John Wich, hapı yuttuk sözü bayıyor artık. Ee sonrada adam hepsini öldürüyor zaten ve film bitiyor.
Filmin en kötü tarafı ise ne olacağını bilmeniz ve bunu zaten filmde sürekli söylemeleri. Adamın karısı ölmüş ve ona bir köğek yavrusu bırakmış. Ne şans benzincide bir mafya babasının oğlu ile karşılaşıyor ve çocuk arabasını çok beğeniyor ve satın almak istiyor. Adam hayır diyor ve bunun üzerine çocuk adamlarını topluyor ve adamın evini basıyor. Köpeği öldürüyor ve arabayı alıp gidiyor. Adam dediğimiz de eski bir suikastçı ve evinde hiç koruma olmayacak kadar yetenekli! Her neyse. Saçmalıkta bundan sonra başlıyor.
Adam çocuğun peşine düşüyor ama onu ararken herkesten “ama o john wick” sözünü duyuyorsunuz. Bir kere değil, iki kere değil, on kere ama o John Wich, hapı yuttuk sözü bayıyor artık. Ee sonrada adam hepsini öldürüyor zaten ve film bitiyor.
Sihirli Ay Işığı
Woody Allen’ı sinemaseverlerden tanımayan yoktur. Her ne kadar yaptığı evlilik ile istenmeyen adam ilan edilse de izlenmesi gereken filmler denilince akla gelen filmler arasında birden fazla filmi olan mükemmel bir sinemacı olduğu gerçeği değişmiyor. Fakat sonra zamanlarda filmlerini oldukça basite indirmeye başladı diye düşünüyorum.
Sihirli Ay Işığı filmi kendisinin son filmlerinden bir tanesi ve başrollerinde sempatik güzel Emma Stone ve İngiliz oyuncu Colin Firth yer alıyor. Romantik komedi tarzındaki film baştan sonra tahmin edilebilir bir film ve alıştığımız Woody Allen filmlerindeki felsefik yan ya da şaşırtıcı noktaların hiçbiri filmde yok.
Bir tarafta usta bir sihirbaz ve diğer tarafta medyum olduğunu iddia eden güzel bir kız. Sihirbazın en yakın arkadaşı kızın üçkâğıtçı olduğunu kanıtlaması için davet ediyor fakat medyum kız sihirbaz hakkında her şeyi biliyor. Bunun üzerine sihirbaz öteki dünyaya inanmaya başlıyor ve kıza hayranlık duyuyor. Tüm hayat inancı değişiyor ve bu sırada akrabası hastaneye kaldırılıyor. Adam ilk kez ellerini açıp dua etmeye hazırlanırken yaptığının saçmalığının farkına varıyor ve nasıl kandırıldığını anlıyor. Kızın üçkağıtçı olduğunu ve kendisini de kandırdığını ortaya çıkartıyor fakat bu sırada da kıza aşık olduğunu fark ediyor.
Birincisi aklı başında herkes kızın adamı nasıl kandırdığını çok kolay bir şekilde anlayabilir. Çok zeki olduğu iddia edilen sihirbazın bunu sona kadar anlamaması çok saçma gerçekten. Woody Allen zekasına yakışmıyor. Bunun dışında Woody Allen’ın dini yok sayıp bunu kanıtlar gibi yapması da itici gelebilir.
Sihirli Ay Işığı filmi kendisinin son filmlerinden bir tanesi ve başrollerinde sempatik güzel Emma Stone ve İngiliz oyuncu Colin Firth yer alıyor. Romantik komedi tarzındaki film baştan sonra tahmin edilebilir bir film ve alıştığımız Woody Allen filmlerindeki felsefik yan ya da şaşırtıcı noktaların hiçbiri filmde yok.
Bir tarafta usta bir sihirbaz ve diğer tarafta medyum olduğunu iddia eden güzel bir kız. Sihirbazın en yakın arkadaşı kızın üçkâğıtçı olduğunu kanıtlaması için davet ediyor fakat medyum kız sihirbaz hakkında her şeyi biliyor. Bunun üzerine sihirbaz öteki dünyaya inanmaya başlıyor ve kıza hayranlık duyuyor. Tüm hayat inancı değişiyor ve bu sırada akrabası hastaneye kaldırılıyor. Adam ilk kez ellerini açıp dua etmeye hazırlanırken yaptığının saçmalığının farkına varıyor ve nasıl kandırıldığını anlıyor. Kızın üçkağıtçı olduğunu ve kendisini de kandırdığını ortaya çıkartıyor fakat bu sırada da kıza aşık olduğunu fark ediyor.
Birincisi aklı başında herkes kızın adamı nasıl kandırdığını çok kolay bir şekilde anlayabilir. Çok zeki olduğu iddia edilen sihirbazın bunu sona kadar anlamaması çok saçma gerçekten. Woody Allen zekasına yakışmıyor. Bunun dışında Woody Allen’ın dini yok sayıp bunu kanıtlar gibi yapması da itici gelebilir.
Galaksinin Koruyucuları
Demir Adam serisi ile Hollywood işin sırrını buldu ve ardı ardına bunu kullanıyor. Süper kahraman artı komedi demek süper bir gişe hasılatı demek. Demir Adam ile bunu kanıtladılar ve Yenilmezler ile bunun ne kadar işe yaradığını gördüler. Böyle olunca yeni süper kahraman filmleri artık bir anlamda komedi filmine döndü.
Galaksinin Koruyucuları filmi de böyle bir film. Tüm karakterler eğlenceli ve esprili. Özellikle rakun mu fare mi ne olduğu belli olmayan ufak kahramanımız.
Peter Quill de mükemmel bir çıkış yakalayan bir oyuncu. Jurassic Dünyası filminde de başrolde kendini yer alacakmış. Şimdiden film merak uyandırıyor. O filmde de komedi unsuru kullanırlar mı bilmiyorum ama bu baya işe yarıyor. Tavsiye ederim, kullansınlar.
Galaksinin Koruyucuları filmi de böyle bir film. Tüm karakterler eğlenceli ve esprili. Özellikle rakun mu fare mi ne olduğu belli olmayan ufak kahramanımız.
Peter Quill de mükemmel bir çıkış yakalayan bir oyuncu. Jurassic Dünyası filminde de başrolde kendini yer alacakmış. Şimdiden film merak uyandırıyor. O filmde de komedi unsuru kullanırlar mı bilmiyorum ama bu baya işe yarıyor. Tavsiye ederim, kullansınlar.
İnanılmaz Örümcek-Adam 2
İnsan izleyecek bir şey bulamayınca sevmediği filmleri de izlemek zorunda kalabiliyor. Aslında Örümcek Adam tam bir klasik ve her film güzel ama nedense Andrew Garfield’in canlandırdığı örümcek adamı bir türlü sevemedim. Tobey Maguire bize içe kapanık, bizden biri gibi bir örümcek adam karakteri sunmuştu. Yeni örümcek adam ise çok ukala, şımarık, kendini beğenmiş, okulda herkesin nefret ettiği bir tip olmuş. Öyle ki daha ilk filmde örümcek adam olduğunu herkese yaymaya başladı ve sürekli bir hava yapma yoluna girdi.
İkinci filmide de aynı karakter devam ediyor. Fakat burada hafif böyle değilmiş gibi göstermeye çalışıyorlar fakat bu huyundan dolayı da bir düşman ediniyor.
Electro aslında örümcek adam hayranı biri fakat gerçek hayatta kimse ona değer vermemiş ve hep kenara itilmiş. Doğumgününde kaza eseri elektrik akımına kapılınca birden bire Electro oluyor. İlk başlarda kimseye zarar vermek istemiyor ve gücünü kontrol etmekte zorlanıyor fakat işin içine örümcek adam girince işler değişiyor. Örümcek adam birden medyatik olma hevesini dışa vuruyor ve sürekli bir kenara itilen adam gücünün farkına varıyor. Tabi olanlarda oluyor ondan sonra.
Film yine fena değil. Özellikle Emma Stone çok tatlı ama dediğim gibi yeni örümcek adamı hiç sevmedim ve farklı biri canlandırana kadar da pek seveceğimi sanmıyorum.
İkinci filmide de aynı karakter devam ediyor. Fakat burada hafif böyle değilmiş gibi göstermeye çalışıyorlar fakat bu huyundan dolayı da bir düşman ediniyor.
Electro aslında örümcek adam hayranı biri fakat gerçek hayatta kimse ona değer vermemiş ve hep kenara itilmiş. Doğumgününde kaza eseri elektrik akımına kapılınca birden bire Electro oluyor. İlk başlarda kimseye zarar vermek istemiyor ve gücünü kontrol etmekte zorlanıyor fakat işin içine örümcek adam girince işler değişiyor. Örümcek adam birden medyatik olma hevesini dışa vuruyor ve sürekli bir kenara itilen adam gücünün farkına varıyor. Tabi olanlarda oluyor ondan sonra.
Film yine fena değil. Özellikle Emma Stone çok tatlı ama dediğim gibi yeni örümcek adamı hiç sevmedim ve farklı biri canlandırana kadar da pek seveceğimi sanmıyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)