Denzel Washington etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Denzel Washington etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Adalet

Süper kahraman filmleri tuttuktan sonar Hollywood'a bir haller oldu. Sürekli bir super kahraman yaratma çabalarındalar ve bunu yaparken de bazen aşırı fazla saçmalıyorlar. Adalet filmi de tam böyle bir film.

Birincisi Denzel Washington'da sert adam tipi yok. Adamda yumşacık surat var ve bu tarz sert adam rollerini daha öncede denedi ve hiç birinde umduğunu bulamadı. Şimdi yine onu böyle bir karaktere sokmaz baştan kaybettirmiş zaten.

Bir de gerçek hayatta bu işler keşke filmlerde olduğu gibi olsaydı. Adam istediği herşeyi yapıyor ve tabiki bu tarz filmlerde klasik olduğu gibi sonunda hafif yaralanıyor. Merak ediyorum, Hollywood'da bunu hazır yazan bir program falan mı var?

Bir de kötü adam koymuşlar. Baştan sona hiç bir başarısı yok ama hep çok iyi gibi gösterilmiş. Bunu kanıtlamak içinde mafia adamını kendi evinde öldürüyor ki nasıl mafia ise etrafta adamı yok. Bazen Türk filmlerine kolaya kaçtıkları için tepki gösteriyoruzda daha beterleri Hollywood'da da oldukça fazla.

Düşmanı Korurken - Safe House

Dünyaca ünlü film yapımcısı Universal fazla tecrübesi olmayan genç bir yönetmen ve genç bir senariste güvenerek ne kadar doğru bir iş yaptığını çok iyi gösteriyor. Böyle bir ekibe güvenerek 80 milyon dolardan fazla bütçe ayırmak pek olacak iş değildir.

Filmin yönetmeni olan Daniel Espinosa ile senaristi David Guggenheim’i bundan dolayı kutlamak gerek. Ama Denzel Washington ile Ryan Reynolds’un oyunculuklarından da bahsetmek gerekiyor. Her ikisi de mükemmel iş çıkartmış. Yanlarında Vera Farmiga, Brendan Gleeson ve Sam Shepard gibi usta isimlerde var. Robert Patrick’in çok kısa süre alması ise filmin kötü tarafı bence.

Yaptığı işten tiksinen ve bu yüzden CIA’in en iyisi iken işi bırakıp yasa dışı olarak bilgi satan ajan Tobin Frost Güney Afrika’da yine iş üstünde iken saldırıya uğrar ve kaçış olarak Amerikan büyükelçiliğine sığınır. Nedensiz olarak kendilerine gelen böylesi tehlikeli birinin amacını anlayamayan CIA onu sorgulamak için güvenli bir eve taşırlar fakat sorgu sırasında güvenli ev de saldırıya uğrar ve Matt Weston dışında herkes ölür.

Matt Weston aslında tam bir CIA ajanı değildir ve mesleği güvenli evin çalışanı olmasıdır. Bir anda elinde Tobin Frost gibi birini bulunca hayatının en büyük tecrübesini edinecektir. Öyle ki Tobin Frost tam bir ikna ve beyin yıkama uzmanıdır ve etrafındaki herkesin zihnine girmekte ustadır. Tabi böyle olunca Tobin Frost Matt Weston’un elinde pek uzun süre kalmayacaktır ve kendini kanıtlamak isteyen acemi CIA çalışanı da Tobin Frost’un peşini bırakmaz.

Filmin bundan sonrası kovalamaca ve aksiyon bolluğu ile devam ediyor. Frost’un peşindekilerin CIA’in üst düzey yöneticisi olması, dahası Frost’u bulmaya çalışanlarında CIA olması olayları iyice karmaşık hale getiriyor. Sonunda CIA içindeki casusun kim olduğunu öğreniyorsunuz ama pek de mutlu son ile bitmiyor. Aslında filmin tek kötü tarafı zaten filmin sonu. Biraz daha iyi bir son hazırlanabilirdi fakat zaten yeni senaristlerin yaptığı en büyük hata filmin sonunu yapamamaları. Frost’un tüm film boyunca usta gibi gösterip filmin sonunda acemi hatası yapması pek mantıklı olmuyor.

Düşmanı Korurken ajanlık, aksiyon ve kovalamaca filmlerini sevenler için güzel bir film. Film boyunca sıkılmıyorsunuz ve filmin sonuna kadar merak içinde izliyorsunuz.