Jurassic World Geliyor...

Eminim benim gibi birçoğunuzun hayatında Jurassic Park’ın ayrı bir yeri vardır. Ben dinozorları o film sayesinde tanımış ve sevmiştim. Dahası sinemayı sevmemi sağlayan da o filmdi. Gerçek olmayan şeylerin sadece hayal gücü ile sadece sinemada yaratılabileceğini o zaman anlamıştım. Dahası herkese hayal gücünün sınırlamasının olmadığını açık açık göstermişti. Şimdi aradan yıllar geçti ve yıllar sonra Jurassic Park bu kez son zamanlarda moda olan eğlence dünyalarına atıfta bulunarak Jurassic World olarak yeniden sinemaseverler ile buluşuyor.

Filmin başrolünde bu kez Chris Pratt yer alıyor. Onu zaten Galaksinin Koruyucuları filminden hatırlıyoruz. Son zamanlarda Hollywood’da oldukça aranan bir isim ve aslında tip olarak da ilk filmin kahramanı Sam Neill’e oldukça benziyor. Zaten onun dışında filmde pek tanınan isim yok ama belki Vincent DOnofrio’yu sayabiliriz.

Herkes gibi ben de filmin fragmanını izledim ve filmi heyecanla bekliyorum. Görünen o ki insanoğlu bu kez kendi dinozorunu da yaratmış, hem de baya zeki olanını. Tabi böyle olunca bu dinozor da parkta ortalığı birbirine katıyor. Filmin ana karakteri Owen da dinozorlar ile bir şekilde bağ kurmuş gibi görünüyor ve bu devasa ileri zekalı dinozor ile yine bağ kurduğu dinozorları kullanarak savaşacak gibi görünüyor. Baya ilgi çekici...

Kingsman: Gizli Servis

Fragmanına kanıp da izlediğim ve hayal kırıklığına uğradığım filmler arasında Kingsman Gizli Servis filmi ile birlikte bir yenisi daha eklendi. Aslında oyuncu kadrosunu görünce çok daha iyi bir film bekliyorsunuz. Colin Firth ve Samuel Jackson’un yer alması bir filmi iyi yapmaya yeter fakat bu ikili de filmi kurtarmaya pek yetmemiş.

Film gizli bir servisi anlatıyor fakat bildiğimiz gizli servislerden farklı. Ajan hata yapınca öğrencisi onun hayatını kurtarıyor fakat bunu yaparken ölüyor. Ajanda minnettarlığını göstermek için ufak oğluna bir kolye veriyor ve ona tek bir iyilik şansı veriyor. Yıllar geçiyor ve çocuk büyüyor. Başını belaya sokunca da kolye aklına geliyor ve iyilik istiyor. Ajan da onu kurtarıyor ve kendi ekibine katılması için davet ediyor. Bu arada da yeni bir suç örgütü ile uğraşmak zorunda kalıyor. Çocuk eğitimine devam ederken ajanda yeni örgütün peşinden gidiyor fakat işler pek umduğu gibi gitmiyor ve hayatını kaybediyor. Bunun üzerine çocuk intikam almak ve dünyayı kurtarmak için başa geçiyor.

Fragmanı izlediyseniz aslında filmi de izlemişsiniz demektir. Aksiyon sahneleri biraz daha uzun ama hepsi hemen hemen birbirinin aynısı. Bunun dışında ise film sıkıcı bir hale bürünüyor. Sonunu tahmin etmekte pek zor değil ama filmin en sonundaki terbiyesizlik aşırıya kaçmış. İngilizler genelde centilmen olurdu ve filmde de bunu vurgulamış fakat en sonundakinin pek terbiye ile alakası da yok.

Olur Olur

Güldür Güldür Show son zamanların en iyi komedi programlarından bir tanesi ve gerçekten küfür kullanmadan karakterler vasıtası ile izleyenleri oldukça güldürüyorlar. Ekibin en saygın isimlerinden biri olan Alper Kul da bir filme imza atında insan ister istemez küfürsüz komedi filmleri listesine bir film daha eklenmesini bekliyordu. Fakat filmin tanıtımında bile yatak muhabbeti yaptıklarında filmin diğerlerinden pek farklı olmadığı anlaşıldı.

Filmin konusu aslında çok saçma ve basit. Ünlü olmayı kullanıp gişe yapmayı amaçlamış bir film diyebiliriz. Bir kısa aşık saf bir adam ve ona da aşık en yakın arkadaş. Adam tabi yanındaki görmüyor ve diğer kızı etkilemeye çalışıyor. Bu sırada bir hayat koçu ile anlaşıyor ve komik işler yapıyor. Tabi sonra da yakınındaki aşkı görüyor.

Hikaye bundan ibaret ve yapılan işler ise çok saçma. Özellikle aranan kadın hesaplaması kadınlara karşı çok büyük bir hakaretti. Böyle birilerinin nasıl böyle bir işe imza attığını anlamak zor.

Filmin en ilginç yanı ise hayat koçunun kullandığı iğrenç ata sözleri. Bu sözleri kim yazdı bilmiyorum ama bazıları gerçekten mide bulandırıcıydı. Film sayesinde bir kez daha televizyonda gördüğümüz her şeyin yalan olduğu gerçek olanın para olduğunu anlamış olduk.

Adalet

Süper kahraman filmleri tuttuktan sonar Hollywood'a bir haller oldu. Sürekli bir super kahraman yaratma çabalarındalar ve bunu yaparken de bazen aşırı fazla saçmalıyorlar. Adalet filmi de tam böyle bir film.

Birincisi Denzel Washington'da sert adam tipi yok. Adamda yumşacık surat var ve bu tarz sert adam rollerini daha öncede denedi ve hiç birinde umduğunu bulamadı. Şimdi yine onu böyle bir karaktere sokmaz baştan kaybettirmiş zaten.

Bir de gerçek hayatta bu işler keşke filmlerde olduğu gibi olsaydı. Adam istediği herşeyi yapıyor ve tabiki bu tarz filmlerde klasik olduğu gibi sonunda hafif yaralanıyor. Merak ediyorum, Hollywood'da bunu hazır yazan bir program falan mı var?

Bir de kötü adam koymuşlar. Baştan sona hiç bir başarısı yok ama hep çok iyi gibi gösterilmiş. Bunu kanıtlamak içinde mafia adamını kendi evinde öldürüyor ki nasıl mafia ise etrafta adamı yok. Bazen Türk filmlerine kolaya kaçtıkları için tepki gösteriyoruzda daha beterleri Hollywood'da da oldukça fazla.

John Wick

Keanu Reeves gerçekten kendine yazık etti. Bir ara yaşlanma korkusuna kapıldığı ve genç olabilmek için farklı tedaviler gördüğünü okumuştum. Son zamanlarda çektiği filmleri görünce de insan böyle haberlere gerçekten inanıyor. Hala aksiyon sahnelerinde oynayabilecek kadar genç olduğunu kanıtlamak saçma sapan uzak doğu filmlerinde yer aldı. Şimdi de John Wick filmi gerçekten hiçbir konusu olmayan sadece aksiyon için yapılmış bir film.

Filmin en kötü tarafı ise ne olacağını bilmeniz ve bunu zaten filmde sürekli söylemeleri. Adamın karısı ölmüş ve ona bir köğek yavrusu bırakmış. Ne şans benzincide bir mafya babasının oğlu ile karşılaşıyor ve çocuk arabasını çok beğeniyor ve satın almak istiyor. Adam hayır diyor ve bunun üzerine çocuk adamlarını topluyor ve adamın evini basıyor. Köpeği öldürüyor ve arabayı alıp gidiyor. Adam dediğimiz de eski bir suikastçı ve evinde hiç koruma olmayacak kadar yetenekli! Her neyse. Saçmalıkta bundan sonra başlıyor.

Adam çocuğun peşine düşüyor ama onu ararken herkesten “ama o john wick” sözünü duyuyorsunuz. Bir kere değil, iki kere değil, on kere ama o John Wich, hapı yuttuk sözü bayıyor artık. Ee sonrada adam hepsini öldürüyor zaten ve film bitiyor.